SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 2249 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

13- (2249)  حدثنا يحيى بن أيوب و قتيبة و ابن حجر . قالوا :حدثنا إسماعيل (و هو ابن جعفر) عن العلاء ، عن أبيه ، عن أبي هريرة ؛ أن رسول الله صلى الله عليه و سلم

 قال "لا يقولن أحدكم عبدي و أمتي. كلكم عبيدالله. وكل نسائكم إماء الله. ولكن ليقل: غلامي و جاريتي وفتاي و فتاتي".

 

{13}

Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki); Bize İsmail, (bu zat İbni Ca'fer'dir.) Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Sakın biriniz abd'im ve emem demesin! Hepiniz Allah'ın abd'leri ve hepinizin kadınları Allah'ın eme'leridir. Lâkin benim ğulam'ım, benim cariyem, benim fetâm, benim fetâtım desin!» buyurmuşlar.

 

 

14-   (2249) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا جرير عن الأعمش، عن أبي صالح، عن أبي هريرة قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه و سلم "لا يقولن أحدكم: عبدي فكلكم عبيدالله. ولكن ليقل: فتاي ولا يقل العبد: ربي. ولكن ليقل: سيدي " .

 

{14}

Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«Sakın biriniz benim abd'im demesin! Zira hepiniz Allah'ın abd'lerisiniz, Velâkin fetam desin! Köle ds Rabbim demesin, lâkin seyyidim desin!» buyurdular.

 

 

14-م- (2248) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب. قالا: حدثنا أبو معاوية. ح وحدثنا أبو سعيد الأشج. حدثنا وكيع. كلاهما عن الأعمش، بهذا الإسناد. وفي حديثهما:

 "ولا يقل العبد لسيده: مولاي". وزاد في حديث أبي معاوية "فإن مولاكم الله عز وجل".

 

[ش (ولا يقل العبد لسيده مولاي) قال القاضي: قد اختلف الرواة عن الأعمش في ذكر هذه اللفظة: فلم يذكرها عنه آخرون. وحذفها أصح].

 

{m-14}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. H.

Bize Ebû Saîd El-Eşecc de rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti.

 

Her iki râvi A'meş'den hu isnad ile rivayette bulunmuşlardır. İkisinin hadîsinde de :

 

«Köle efendisine mevlâm demesin!» cümlesi vardır. Ebû Muâviye'nin hadîsinde :

 

«Zira sizin mevlânız Allah (Azze ve Celle)'dir.» ziyâdesi vardır.

 

 

15- (2248) وحدثنا محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر عن همام بن منبه. قال: هذا ما حدثنا أبو هريرة عن رسول الله صلى الله عليه وسلم . فذكر أحاديث منها: وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم

 "لا يقل أحدكم: اسق ربك. أطعم ربك. وضئ ربك. ولا يقل أحدكم: ربي. وليقل سيدي. مولاي. ولا يقل أحدكم:عبدي. أمتي. وليقل: فتاي. فتاتي. غلامي".

 

{15}

Bize Muhammed b. Râfi' de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer Hemmam b. Münebbih'den naklen haber verdi. Hemmâm; Bize Ebû Hüreyrc'nin Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«Biriniz: Rabb'ine su ver, Rabbini doyur, Rabbine ışık getir, demesin. Yine sizden biriniz: Rabbim demesin! Seyyidim, mevlâm desin! Ve biriniz : Abdim, emem demesin! Fetam, fetâtım, ğulâm'ım, desin!» buyurdular.

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhari «Itk» bahsinde tahrîc etmiştir.

 

Abd ve eme, kul mânâsına gelirler. Biri erkeğe, diğeri kadına isim olmuştur.

 

Ğulâm: Oğlan ve hizmetçi; fetât, genç kız demektir.

 

Rab: Mürebbî, sâhib, mâlik ve AlIah manasınadır.

 

Ulemânın beyânına göre bu hadîslerden iki şey murad edilmiştir. Birincisi : Başkasının malı olan bir köle veya cariyenin sahibine rabbim dememesi gerekir. Çünkü rab olmanın hakikati Allah'a mahsustur. Gerçi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kıyamet alâmetlerini beyân ederken :

 

«Cariyenin rabbini yahut rabbesini doğurmasıdır.» demiştir. Fakat bu cevazı bildirmek içindir. Nehiyden murad bu sözün kullanılmaması ve Met hâline getirilmemesidir. Bir de bu kelimenin mutlak olarak kullanılması nehyedilmiştir. Yoksa başka bir şeye izafetle kullanılmasında beis yoktur. Rabbüsselem, Rabbülmal gibi terkibler hakkında söz yoktur. Kölenin sahibine seyvidim, yâni efendim demesi yasak edilmemiştir. Çünkü seyyid kelimesi Allah'a mahsus değildir. Ve Allah hakkında Rab kelimesi gibi kullanılmamıştır. Hatta Kaadî İyâd İmam Mâlik'in dualarda Allah hakkında Seyyidim denilmesini mekruh gördüğünü nakletmiştir. Allah Teâlâ'ya Kur'ân-ı Kerîm'de ve mütevâtîr hadîslerde Seyyid denilmemiştir. Şu halde kölenin sahibine seyyidim, efendim demesinde bir işkâl veya iktibas yoktur. Kölenin sahibine mevlâm diye hitab etmesinde dahî beis yoktur. Zira Mevlâ kelimesinin on altı kadar mânâsı vardır. Mâlik, sâhib ve yardımcı mânâları da bunlardandır. Gerçi babımızın üçüncü rivayetinde «Köle de sahibine mevlâm demesin!» ibaresi göze çarpıyorsa da Kaadî İyâd bu cümlenin A'meş'den rivayetinde râvilerin. ihtilâf ettiklerini, bâzılarının onu hiç anmadıklarını söylemiş: «En doğrusu bu cümleyi hazfetmektir.» demiştir.

 

İkincisi: Bir kimsenin sahibi bulunduğu köle ve cariyesine abd'im, emem (yâni kulum) demesi mekruhtur. Çocuğum, kızım, gencim gibi sözler kullanacaktır. Zira Rab kelimesinde olduğu gibi, abd kelimesine dahî müstehak olan yalnız Allah'dır. Yâni kulluk Allah'a yapılır. Bir de bu kelimede mahlûka yaraşmayan ta'zim mânâsı vardır. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Hepiniz Allah'ın kullarısınız buyurarak bu kelimeyi niçin yasak ettiğini bildirmiştir. Oğlum, kızım gibi kelimelerde böyle bir mânâ yoktur.»